Duygular
Duyguları yaratan nedenler, insanlar ya da deneyimler önemsizdir. Onları tanımlamak için kelimeler kullanmaya, cümleler kurmaya çalışmayın. Sadece soruyu sormaya devam edin. Gelen düşünce ne? Duyguda mantık aramayın. Duygularınızı oldukları gibi kabul edin. Odaklanacağınız şey duygunun kendisidir, onu yaratan şey değil.
Şimdi yapmanız gereken bu tek başına kalan etiketlenmiş duygunun etrafında dolaşan düşünceleri gözlemlemek. Duygunun etrafında duvarlar örerler. Onları bir bir yıkmak zevkli olabilir. Ya da hepsini birden kenara itersiniz.
Anlamadıklarımız bizi esir eder. Gelen duyguyu olduğu gibi kabul edin. Zihninizin duruma uygun yorumlar katmasına izin vermeyin, aksi halde duygunun etrafında dolaşan daha fazla düşünceyi kendiniz yaratmış olursunuz.
Tüm bu mücadelenin sonunda ulaşacağınız şey “berraklık”tır. Bu berraklık gelen duygu hakkında elde edeceğiniz sonuçtur. Bunu “sakinlik” takip eder. Bunalmamış bir şekilde, duyguyla beraber, “bir” olmaktır bu aşama. Duygunun doğasını kavrayıp sizde yarattığı etkiyi anlamanız ise kendini bilmektir. Duyguyu kendinizden ayırt etmek ve kurtulmak ise “kurtuluş”tur.
Her hangi bir duygudan kurtuluşa doğru yol almanızı sağlayacak 4 adım vardır:
1 – Tanımla
Gelen duygunun ne olduğunu kavra.
2 – Olduğu gibi kabul et
Duyguyu, onu yaratan nedenlerden bağımsız olarak tek başına ve yorum katmadan olduğu gibi kabul et.
3 – Sevgiye dönüştür
Duygunun kaynağı yada kendisi ne olursa olsun onu sevgiye dönüştür. Zira sadece 2 tip duygu vardır.
Biri sevgi, diğeri ise korku. Diğer tüm negatif duygular korkunun türevleridir.
4 – Bırak gitsin
Şimdi tek başına kalmış, etiketlenmiş ve sevgiye dönüşmüş olan bu duyguyu salıvermenin zamanı geldi. Onu bırakın.
Fatma Pabuccu Tuncay fb sayfasından.