Özgürlük Sandığımız Sanrı: Gerçek Benliğe Açılan Kilitler
Özgürlük Sandığımız Sanrı: Gerçek Benliğe Açılan Kilitler
1. Başlangıç: “Özgürüm” Sanrısı
Ayna, sandık dolusu yalan söylüyordu.
“Ben özgürüm!” diye haykırdığı her an, odasındaki görünmez sandıklar biraz daha büyüyordu.
Sandıkların içinde:
- Kırmızı sandık: “Annemin ‘Sen yapamazsın!’ dediği an.“
- Mavi sandık: “Sevdiğimden duyduğum son ‘Hoşça kal’.“
- Siyah sandık: “Bedenime işlenen ‘Değersizim’ dövmesi.“
O, sandıkları sakladığını sanarken, sandıklar onu içten içe saklıyordu.
2. İlk Çatlak: “Sandığım Sandığım mı?”
Bir gece, sansasyonel bir sancı ile uyandı.
Mavi sandık titriyordu. İçinden boğuk bir ses:
“Söylesene… Özgürlük, saklananı görmezden gelmek mi?”
Elleri kilitle temas ettiğinde, parmakları yanmaya başladı.
NLP Sorusu #1:
“Sandığı açarsam, sandığın içinde ben mi saklıyım?”
3. Kırılma: “Sandık mı? Sandal mı?”
Kırmızı sandığı zorladı…
İçinden çıkan: 12 yaşındaki haliydi. Yüzünde utanç, ellerinde kırık bir oyuncak.
“Bana ‘Yetersiz’ dediler… Sen de inandın,” diye fısıldadı çocuk.
Hipnotik Telkin:
“*Geçmişin yükü, şimdinin kanatlarına dönüşebilir… Yeter ki kabul et.”
4. Sarmal: “Sandalye mi Sandık mı?”
Siyah sandığı açtığında, içi boş çıktı.
Sadece aynı vardı:
“**Değersizliğin gerçek miydi, yoksa sen mi öyle sandın?”
O an, sandalyeye çöktü. Sandalye, sandığa dönüştü.
NLP Sorusu #2:
“Zihninin sandalyesinde oturan kim?”
5. Özgürlük: “Kum Saati mi? Kum Havuzu mu?”
Tüm sandıkları bahçeye taşıdı.
Bir kibrit çaktı… Alevler, geçmişin kâğıtlarını yalarken,
İç sesi sordu:
“Özgürlük, sakladıklarını yakmak mı… Yoksa onlarla dans etmek mi?”
Alevler söndüğünde, küllerden altın bir anahtar çıktı.
Üzerinde yazıyordu:
“Gerçek özgürlük, sorularının zincirlerini kırmaktır.”
“En ağır sandık, açılmamış olan mıdır? 🔓
Kendi küllerinizden doğmak için: Ufuk Önen’in ‘Hipnoterapist Sertifika Programına katılın!